изобиље Turco
0 traducciones
| Traducción | Contexto | Audio |
|---|---|---|
|
bolluk
común
🇪🇸 Hay un izobiće de alimentos en la mesa.
🇹🇷 Masada bir bolluk var.
🇪🇸 La ciudad siempre ha tenido un izobiće de recursos naturales.
🇹🇷 Şehir her zaman doğal kaynaklar açısından bolluk içermiştir.
|
uso cotidiano | |
|
zenginlik
común
🇪🇸 El poema describe un izobiće de emociones.
🇹🇷 Şiir, duyguların zenginliğini anlatıyor.
🇪🇸 Su novela refleja un izobiće de cultura antigua.
🇹🇷 Bu roman eski kültürün zenginliğini yansıtıyor.
|
literario | |
|
sınırsızlık
raro
🇪🇸 La obra habla del izobiće de la naturaleza.
🇹🇷 Eser, doğanın sınırsızlığından bahsediyor.
🇪🇸 Se refiere al izobiće del conocimiento humano.
🇹🇷 İnsan bilgisinin sınırsızlığına atıfta bulunuyor.
|
formal |